Osteoporoz yaşa bağlı değil (20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü)

20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü’nün önemini vurgulayan uzmanlar, osteoporozun sadece iskelet sistemine değil, ağız ve diş sağlığına da doğrudan etkileri olduğunu belirtiyorlar. Özellikle çene ve yüz bölgesindeki kemiklerin sağlığı, genel ağız sağlığı için hayati önem taşıyor. Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi uzmanı Dr. Öğr. Üyesi H. Fulya Üçem, osteoporozun dünya çapında 50 yaş üzerindeki milyonlarca kişiyi etkilediğini ve birçok hastanın bu durumu fark etmeyerek kırık yaşayana kadar bilmediklerini söylüyor. Çene kemiği yoğunluğunun azalmasının diş kayıplarına yol açabileceğini belirten Üçem, düzenli diş hekimi kontrollerinin bu gibi sorunların erken aşamada tespit edilmesini sağladığını ifade ediyor.

Osteoporoz, sistemik bir rahatsızlık olarak sadece omurga ve kalça gibi bölgelerde değil, çene kemiğinde de yoğunluk kaybına neden olarak dişlerin desteklenmesini zorlaştırıyor. Ayrıca, osteoporoz tedavisinde kullanılan bifosfonat gibi ilaçlar, ağız sağlığında osteonekroz gibi ciddi yan etkilere yol açabiliyor. Osteonekroz belirtileri arasında ağrılı ve şişmiş diş etleri bulunuyor. Bu yüzden hem kemik hem de diş sağlığını korumak için düzenli kontroller büyük önem taşıyor.

Üçem, ağız sağlığının osteoporoz teşhisinde de önemli bir rol oynayabileceğine dikkat çekiyor. Erken dönemde ağız sağlığına özen göstermek, kemiklerdeki zayıflamayı ve kırık riskini artıran osteoporozun fark edilmesine yardımcı olabilir. Kadınlarda erkeklere göre dört kat daha fazla görülen bu hastalık, özellikle menopoz sonrası östrojen seviyelerindeki düşüşle hızlanıyor. Kemik kaybını yavaşlatmak ve erken dönemde önlem almak için erken teşhis ve düzenli diş hekimi kontrolleri öneriliyor.

Osteoporoz, yaşlanmanın getirdiği bir hastalık olarak bilinse de, erken yaşta da belirtiler ortaya çıkabiliyor. 65 yaş ve üzeri kadınlarda daha sık tarama yapılırken, yeni kılavuzlar genç ve erkek hastalarda da taramanın önemine vurgu yapıyor. Ayrıca, panoramik radyografiler ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemleri, osteoporoz riskini belirlemede kritik rol oynayabilir. Dr. Üçem, diş kayıplarının sadece ağız sağlığı değil, kemik sağlığı hakkında da önemli ipuçları sunduğunu belirterek, hastaların erken teşhisle birinci basamak sağlık hizmetlerine yönlendirilmesinin önemine dikkat çekiyor.

Osteoporoz Nedir?

Osteoporoz, kemiklerin zayıflayıp kırılgan hale gelmesine yol açan, yaygın bir kemik hastalığıdır. Bu hastalık, kemik yoğunluğunun azalması ve kemik yapısının bozulması ile karakterize edilir. Sonuç olarak, osteoporozlu bireylerde kırık riski artar. En çok omurga, kalça ve bilek gibi bölgelerde kırıklara yol açar.

Osteoporoz, özellikle menopoz sonrası kadınlarda sık görülür, ancak erkeklerde ve daha genç insanlarda da ortaya çıkabilir. Hastalık, kemik kütlesinin azalmasına yol açan faktörlerle (hormonal değişiklikler, genetik, yetersiz kalsiyum alımı) ilişkilidir. Osteoporoz genellikle "sessiz" bir hastalık olarak tanımlanır çünkü çoğu insan, kemikleri kırılana kadar bu rahatsızlığa sahip olduğunu bilmez.

Düzenli taramalar, özellikle risk altındaki bireyler için hastalığın erken teşhisi açısından önemlidir.