Kolon kanseri tedavisinde son yıllarda önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Liv Hospital Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Ayhan'a göre, kolon kanserine yakalanma oranı erkeklerde kadınlara göre daha yüksektir. Ancak, kolon kanseri tarama yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, hastaların %80'i erken evrede tespit edilebilmektedir, bu da ölüm oranlarında azalmaya neden olmaktadır.

Kolon ve rektum kanserleri, hem erkeklerde hem de kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir. Yaklaşık olarak vakaların %70'i kalın bağırsakta meydana gelmektedir. Hem sıklığı hem de ölüm oranı kadınlara göre erkeklerde daha yüksektir. Ancak, tarama yöntemlerinin kullanımının artmasıyla birlikte, erken evrede yakalanan vakaların oranı artmıştır.

Erken evre kolon kanseri vakalarında (%80'i) cerrahi müdahale genellikle yeterli olmaktadır. Üçüncü evrede, lenf nodlarına yayılmış olan hastalarda ameliyat sonrası koruyucu kemoterapi tedavileri önemli bir rol oynamaktadır. Son çalışmalar, düşük riskli lenf nodlarına sahip hastalarda 3 aylık kemoterapinin yeterli olduğunu göstermektedir.

Dördüncü evrede, hastalık diğer organlara yayılmışsa, standart tedavi genellikle kemoterapidir. Ancak, karaciğer veya akciğer gibi belirli organlara sınırlı metastaz durumlarında, cerrahi ve radyocerrahi gibi yöntemler de kullanılabilir.

Moleküler hedefli tedaviler ve akıllı ilaçlar, kolon kanseri tedavisinde önemli bir ilerleme sağlamıştır. Özellikle, tümördeki genetik değişikliklere dayalı olarak kişiselleştirilmiş tedaviler geliştirilmeye başlanmıştır. Bu sayede, kanserin genetik yapısına uygun olarak tedavi seçenekleri belirlenebilmektedir.

Son olarak, gelişmiş genetik tanı yöntemleri sayesinde, kandaki tümöre bağlı serbest dolaşan DNA'nın analizi ile farklı hedefli tedaviler için potansiyel fırsatlar ortaya çıkmaktadır. Bu yöntemler, kanser tedavisindeki gelecekteki potansiyeli aydınlatmaktadır.