Kas ve İskelet Sistemi Sarkomlarında Yenilikler

Kas ve İskelet Sistemi Sarkomlarında Yenilikler: Sempozyumdan Çarpıcı Mesajlar!

Ortopedik Onkoloji alanında dünyanın önde gelen uzmanları, “Kas ve İskelet Sarkomlarında Yenilikler” başlıklı sempozyumda bir araya geldi. Etkinlik, kas ve iskelet sistemi tümörleri ile ilgili son gelişmeleri ele alarak multidisipliner bir yaklaşımla uzmanları birleştiren önemli bir platform sundu. Organizasyonun düzenleme komitesi başkanı ve Acıbadem Maslak Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nden Prof. Dr. Harzem Özger, bu alandaki dönüşümü şu sözlerle vurguladı: “Bir zamanlar ‘kötü kader’ olarak görülen ve önemli uzuv kayıplarına neden olan tümörler, artık gelişen tanı ve tedavi yöntemleriyle tarih oluyor.”

Daha Fazla Kurtarılan Hayat, Daha Fazla Kurtarılan Uzuv

Prof. Dr. Harzem Özger, kas ve iskelet sistemi sarkomlarının diğer kanser türlerine kıyasla daha az görülmesine rağmen, tedavisinin son derece özelleşmiş bilgi ve deneyim gerektirdiğini belirtti. Bu tümörlerin, hareket sisteminin (kemik, kas, damar, sinir gibi) çeşitli dokularından kaynaklanabildiğini ve bu nedenle birbirinden farklı davranışlar sergilediğini dile getirdi. “Bu çeşitlilik, farklı tıp dallarının bir arada çalışmasını ve deneyim birikimini gerektiriyor. Tanısız tedavi olmaz. İlk düğmeyi doğru iliklemek çok önemlidir,” diye konuşan Özger, multidisipliner bir ekibin ve erken tanının önemine dikkat çekti.

Kas ve İskelet Sistemi Kanserlerinde Tedavi Yöntemleri

Prof. Dr. Harzem Özger, kas ve iskelet sistemi kanserlerinin tedavisinde iki temel yöntem kullanıldığını belirtti:

Nonbiyolojik Yöntemler (Modüler Tümör Protezleri): Bu yöntemle, hastaların vücutlarındaki kayıplar, kalça, diz, dirsek gibi eklemleri taklit eden özel tasarım protezlerle onarılıyor. “Adeta biyonik insan yapıyoruz” diyerek bu yöntemi vurgulayan Özger, protezlerin yapısal ve işlevsel özelliklerini anlattı.

Biyolojik Yöntemler (Hot-Dog Yöntemi): Hastaların kendi dokularından faydalanılan bu yöntemde, tümörün çıkarılmasını takiben, geride kalan boşluk hastanın kendi kemiği ve diğer dokuları ile dolduruluyor. Özger, bu yöntemle, protezlerde zamanla ortaya çıkabilen aşınma ve kırılma sorunlarının önünün alındığını ve uzun vadeli başarılı sonuçlar elde edildiğini belirtti.

Hot-Dog Yöntemi ve Sıvı Azot Kullanımı

Hot-Dog yöntemi, özellikle biyolojik rekonstrüksiyonun bir parçası olarak dikkat çekiyor. Bu yöntemde, tümörlü kemik -180 santigrat derecede sıvı azot ile dondurulup çözülüyor. Ardından, hastanın kendi bacak damarlarından alınan canlı fibula kemiği, mikrocerrahi yöntemlerle bu boşluğa yerleştiriliyor. “Sosisli sandviç” benzetmesiyle adlandırılan bu yöntem, bölgenin zamanla normal kemiğe dönüşmesini sağlıyor.

Navigasyon ve Yapay Zeka Destekli Cerrahi

Sempozyumda, teknolojinin tıp alanındaki etkisi de öne çıkarıldı. Prof. Dr. Harzem Özger, “Navigasyon, son yıllarda başdöndürücü teknolojik gelişmelerle büyük bir fark yarattı. Yapay zeka, sanal gerçeklik ve 3D yazıcılar gibi yenilikler sayesinde cerrahi müdahaleler daha hassas hale geldi,” dedi. Özger’e göre, intraoperatif navigasyon, tümörün tamamen temizlenmesini sağlayarak hastalığın nüksetme riskini en aza indiriyor.

Hindistan’daki Tata Memorial Center’dan katılan Prof. Dr. Ashish Gulia da, navigasyonun ameliyatlarda “Google Maps” gibi yol gösterici bir rol oynadığını ve bu yöntemle rekonstrüksiyon başarısının arttığını ifade etti.