Kadın
Konu bu değil. Kavramların bir takım sektörlerin elinde olmasına şiddetle karşı çıkanların başında olmamla övünüyor muyum, elbette hayır. Ama... Yaşam bu kadar hafife alınacak gibi değil maalesef. "Al bir mutfak robotu, mutlu et kadını" zırvalıklarından, "üç taş alana, beş taş bedava" hafifliklerine geçmiş durumdayız. Ne mutlu biz kadınlara, taşlarımızın sayısı arttı...! Kadın olmak...! Ben," bu ülkede kadın olmak" diye söze devam etmek istemiyorum. Sadece kadın, eşittir insan olmak, bunu savunuyorum. Çektiğimiz yük belki biraz daha ağır da olsa, nerede durduğumuza ve nereye doğru yol aldığımıza bağlıdır bu. Evet... bazı hallerde eşitlik ilkesine de aykırıdır bu durum. Ama, yaradılışın sözüdür bu. Savaş bize aittir, yenilgi de, ricat da, zafer de. Tercih bizim... Önce bir kız evlat olmakla başlar bu iş. Sonra bir eş , sonra bir anne .Gider de gider... Aradaki durakları saymıyorum bile...
Molalar çoktur, yaşamın bilmecelerinde.Hani nerede inip, nereye varmak istediğin kafa karıştırır. Bugünkü yazım, kafası karışmayanlara... Hani o kendi fırçasını alıp, kendi gökyüzünü boyayanlara. Hani dik duranlara ve yoksunluklarını artı hanelerine çevirenlere ve kadın olmanın hakkını verenlere. Hele mücadeleci bir yapınız varsa, kadın olmak zor da olsa, kendinizle mücadelenizde kendinizi parlatır, adeta ışıldarsınız. Boş verin, mutfak robotlarına ve bilmem kaç taşlı yüzüklere. Yüreğiniz beraber atıyor mu, ondan haber verin siz ?
Ve beraber yürüdüğünüz yoldan ne haber?Yoksa " Kadınlar Günü, olmadı " Erkekler Günü " böyle devam eder gider.. Paylaşmaktır hayat, her neyi paylaşıyorsak... Sevginin içinde her şey vardır ve tılsımlı bir güce sahiptir. Çözmesi zordur; emek ister, sabır ister. Çözenler mi, cennet, iki basamağın ucundadır... yürüyebilene... Hep sevgiyle...
Fügen Sezer