Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, iş yerindeki mutsuzluk sebeplerine dikkat çekerken, çalışanların ruh sağlığını korumanın önemini vurguluyor. Yüksek iş yükü ve zaman baskısının, mutsuzluğun temel sebepleri arasında olduğunu belirten Candaş Demir, özellikle genç çalışanların yetersiz takdir ve geri bildirim eksikliğinden dolayı motivasyon kaybı yaşadığını ifade ediyor. Uzun çalışma saatlerinin iş-yaşam dengesini bozduğunu ve bu durumun ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunu aktaran uzman psikolog, iş verenlerin çalışanların bu dengeyi sağlayabilmesi için uygun koşulları sunmasının önemine değiniyor.

10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü'nde iş yerinde ruh sağlığına vurgu yapan Candaş Demir, modern iş dünyasında yüksek performans beklentisi ve sürekli bir yarış içinde olmanın tükenmişlik sendromu riskini artırdığını söylüyor. Maslach'ın tükenmişlik araştırmalarına referans veren uzman, duygusal yıpranmanın iş tatminsizliği ile doğrudan bağlantılı olduğunu belirtiyor. Çalışanların ruh sağlıklarını korumak için sınırlarını netleştirmeleri gerektiğini, iş yerinde sosyal destek mekanizmalarının da bu süreçte önemli bir rol oynadığını vurguluyor.

Çalışanların iş yerinde mutsuzluk belirtilerinin, sessizlik ve verimlilik düşüşü gibi işaretlerle kendini gösterdiğine dikkat çeken Candaş Demir, bu noktada iş verenlerin sadece performansa değil, bireylerin genel yaşantısına da odaklanmaları gerektiğini ifade ediyor. Mutsuz ve tükenmiş çalışanların daha sık hastalık izni aldığını ya da işten ayrılma eğiliminde olduklarını belirtiyor.

İş verenlerin çalışan mutluluğunu artırma yolları hakkında da önerilerde bulunan uzman, esnek çalışma saatlerinin sunulmasının, iş-yaşam dengesinin korunmasında önemli bir adım olduğunu belirtiyor. Çalışanlara kariyer gelişimi ve eğitim fırsatları sağlamanın motivasyonu artıracağına dikkat çeken Candaş Demir, ayrıca şeffaf ve empatik bir iletişim kültürünün iş tatmini üzerinde olumlu etkiler yarattığını dile getiriyor.

İş yerlerinde çalışanların ruh sağlığını korumak, hem bireysel refahın hem de kurumsal verimliliğin devamlılığı açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, çalışanlara yönelik psikolojik destek programlarının uygulanması, ruh sağlığı konusunda proaktif bir yaklaşım sergilenmesini sağlar. Stres, tükenmişlik ve diğer psikolojik zorluklar, modern çalışma hayatının kaçınılmaz bir parçası haline gelirken, iş yerlerinde sağlanan terapötik müdahaleler ve danışmanlık hizmetleri bu sorunların erken dönemde fark edilip önlenmesine yardımcı olabilir.

Psikolojik destek programları, yalnızca ruhsal rahatsızlıkların önlenmesiyle sınırlı kalmayıp, çalışanların genel refahını artırma konusunda da önemli bir rol oynar. Özellikle yüksek stres altında çalışan bireylerin, bu tür programlara erişim sağlaması, iş yerinde yaşanabilecek daha ciddi problemleri engelleyebilir. Örneğin, çalışanlar arasında sıkça görülen tükenmişlik sendromu, iş yüküyle başa çıkmakta zorlanan kişilerde ciddi ruhsal çöküntülere yol açabilir. Bu gibi durumlarda, iş yerlerinde sunulan profesyonel destek, çalışanların iş ve özel yaşam dengesini korumalarına yardımcı olur.