Depremzede Öğretmenler ve Mülakat
Depremlerin ardından atanmayı bekleyen öğretmenlerin ve diğer kamu personelinin hikayeleri, yaşanan zorlukları ve umutlarıyla dolu. KPSS sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte umutlanan birçok öğretmen, Sayın Cumhurbaşkanı'nın mülakatları kaldırma sözüne odaklandı. Ancak, 11 Eylül tarihinde yapılan açıklama, bu umutları bir anda gölgeledi. İşte, depremlerle mücadele edip, KPSS'ye hazırlanan öğretmenlerin duygusal ve zorlu hikayeleri...
Depremzede Öğretmenler ve Mülakat Fen Bilimleri Öğretmeni / ElbistanBen Kahramanmaraş Elbistan depremini birebir yaşamış atama bekleyen Fen Bilimleri öğretmeniyim. Deprem sonrasında çok şey kaybettik ve tek umudum olan KPSS’ye bize verilen çadırda çalışmaya başladım. Tam ümidi kesmiştim ki ağustos ayının sonunda mucize gibi bir sınav sonucu ile karşılaştım, yeniden hayata bağlandım. Sayın Cumhurbaşkanımızın kamu atamalarında mülakatın kaldırıldığı sözü ile ailecek emeğimin karşılığını almayı umutla bekliyorduk ki 11 eylülde öğretmenler için “Mülakatlar, mülakat gibi yapılacak.” sözlerini duyup hayal kırıklığına uğradık.
O günden beri ailem ve ben, çadırda ders çalışarak verdiğim emeğin öznel bir değerlendirme olan mülakat ile elimizden alınacağı konusunda çok tedirginiz. Bir yandan yaşadıklarımızın zorluğu bir yandan tek umudum olan atama stresi bizi psikolojik olarak bir hayli yıprattı. Ben sadece emek verip alın teri dökerek aldığım puanım ile atanmak istiyorum. Verilen söze güvenmek ve hayallerime kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Şu an kışı nasıl geçireceğiz düşüncesi, mülakat kaygısı beni ve ailemi çok çok yordu. Sayın Cumhurbaşkanının verdiği sözü tutmasını ve emeğim ile öğrencilerime kavuşmayı hasretle bekliyorum.
Müzik Öğretmeni / DiyarbakırDiyarbakır’da depremi yaşayan depremzedelerden sadece birisiyim. Deprem sürecinde evimiz hasar aldı ve ne yazık ki aylarca evlerimize giremedik. Dolayısıyla KPSS çalışma serüvenim sekteye uğradı fakat ona rağmen ders çalışmaya devam ettim. Her türlü zorlukla başa çıkıp alanım olan müzik öğretmenliğinde derece yaptım. Tam işler yoluna girmiş dediğim anda Sayın Bakanın “Mülakatları, mülakat gibi yapacağız. Mülakatın etkisini yüzde elliye çıkarıyoruz. “söylemiyle bir kere daha yerle bir olduk.
Yaklaşık olarak beş aydır mülakat mücadelesi veriyoruz. Deprem gibi yıkıcı bir olayı yaşamışken böyle bir durumun içerisinde kalmak beni ve ailemi bir kere daha derinden üzdü. Henüz mülakat durumu netlik kazanmış değil. Dilerim bir an önce bu yanlıştan dönülür ve mülakatlar kaldırılacak vaadi yerine getirilir. Dişimizle, tırnağımızla bu kadar zorlukla elde ettiğimiz sıralamamızla hak ettiğimiz şekilde mülakatsız atanmalıyız.
Tarih Öğretmeni / DiyarbakırBen ataması yapılmayan bir tarih öğretmeniyim. Depreme Diyarbakır'da yakalandım. Hem özel okulda asgari ücretin altında çalışıp hem de KPSS'ye hazırlandığım esnada deprem, benim için zor olan işleri daha da zorlaştırdı. Evimin hemen 200 metre ilerisinde çöken bir binada iki öğrencim aile fertleriyle birlikte hayatını kaybetti. Evime çok yakın mesafede oturan dayım ve ailesinin evi çöktü, evsiz kaldılar. Ablamın evi ağır hasar gerekçesiyle boşaltıldı. Mecburen aynı evde yaşamak zorunda kaldık ki halen de yaşıyoruz. Tamı tamına 12 kişiyiz. Tüm bunlara rağmen maddi ve manevi, psikolojik travmaları bir kenara bırakıp ağlaya ağlaya özelde 6 gün çalıştım ve KPSS'ye hazırlandım. Alanımda derece yaptım ama ücretli öğretmenlik yapılmaya mecbur bırakılıyorum. Daha anlatamadığım bir sürü sorunlar var...
Şimdi size soruyorum. Tüm bunlarla alanımda derece yapmış olan ben, sırf referansım yok diye mülakatta elenirsem bunun vebalini kim ödeyecek? Sorumluluğunu kim üstlenecek? Devlet büyüklerine sesleniyorum. Verilen sözü tutun ve mülakatı kaldırın çünkü ben yeterince bedel ödedim.
İngilizce Öğretmeni / MalatyaHerkese merhabalar. Malatya’da depremi yaşamış İngilizce öğretmeniyim. 6 Şubat 2023 tarihinin etkisi neyse 11 Eylül 2023 etkisi aynıdır bende. Depremi anlatması bile tüylerimi diken diken ediyor. Ne ev kaldı ne sokak ne de şehir. Her yer dümdüz oldu. Ailemle çadırda kaldım. KPSS çalışacak kitabı bile zor bulup puanlarımızı elde ettik. Sayın Cumhurbaşkanı mülakatları kaldıracağız sözü verdiği halde KPSS puan ve sıralamamız hiçe sayılmaya çalışılıyor. Bunu asla kabul etmeyiz, izin de vermeyiz. Tek bir isteğimiz var: Öğretmen alımlarında mülakat değil liyakat olsun. Vaadinizi tutup yerine getirin. Bana keşke depremde ölseydim dedirtmeyin mahvolduk kaç aydır.
Türkçe Öğretmeni / HatayÇocuklarımla, eşimle Hatay’da depremde hayatta kaldık ama şimdi çok daha kötüsünü yaşıyoruz. Psikolojik ve fiziksel olarak tükenmişken hayatımıza devam ettik bir şekilde. Olmayan imkanlarla ders çalıştım. KPSS sonuçları açıklandığı gün yeniden toparlanacağımıza ailecek söz verdik. Her neresi olursa atanıp mesleğimizi yapacağız diye düşünürken kaldırılmasına söz verilen mülakat bu kez yıktı bizi. Devlet halkın önünde haykıra haykıra mülakatların olmayacağını söyledi. Şimdi neyi tartışıyoruz?
Öğrencilerimin gözünün içine baka baka Türkçe derslerini anlatmak istiyorum. Yıllarca dirsek çürüttük, diplomalarımızı aldık, KPSS’de başarılı olduk. İzin verin depremde hayatta kaldığımıza sevinip ikinci baharımızı yaşayalım. Sayın cumhurbaşkanın verdiği söz çiğnenmesin yoksa ülkeye inancım kalmaz.
Bu beş öğretmenin yaşadığı deprem travmaları ve ardından gelen KPSS mücadelesi, sadece onların değil, birçok atanmayı bekleyen öğretmenin ortak hikayesi. Zorlu koşullara rağmen emek verip başarı elde etmiş, KPSS sınavlarında derece yapmış bu öğretmenler, Sayın Cumhurbaşkanı'nın mülakatları kaldırma sözüne güvenmişlerdi. Ancak, 11 Eylül tarihindeki açıklamalar, umutları bir kez daha sarsarak hayal kırıklığına neden oldu.
Bu öğretmenler, yaşadıkları zorluklara rağmen atanmayı beklemekle kalmayıp, bir yandan da deprem felaketinin etkileriyle mücadele ettiler. Maddi ve manevi zorlukları bir kenara bırakıp emek verdikleri alanda derece yapmış olmalarına rağmen, mülakatların getirdiği belirsizlik onları derinden etkiledi.
Sonuç olarak, bu öğretmenlerin dile getirdiği ortak talep, verdikleri emeğin karşılığını alabilmek ve atanabilmek için mülakat kaygısı yaşamamaktır. Devlet büyüklerine seslenen bu öğretmenler, verilen sözün tutulmasını ve liyakatın ön planda olacağı bir atama sürecinin hayata geçirilmesini istiyorlar. Bu öğretmenlerin yaşadığı zorluklar, sadece bireysel değil, bir sistemsel soruna işaret ediyor ve çözüm için adımların atılması bekleniyor.