26 Mayıs 1990'da İstanbul'da doğdu. Lisans öğrenimini Fatih Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı'nda burslu olarak gördü. Yüksek lisans çalışmasını Trakya Üniversitesi'nde Sünbülî Sinan'ın Menasik-i Hac adlı eseri üzerine tamamladı. İngilizce, İspanyolca bilmektedir. İnsomnia'nın Saati ve Gülümse Hayata adlı iki kitabı vardır. İstanbul Üniversitesi’nde Eski Türk Edebiyatı alanında doktora yapmaktadır.

Dilara Pınar ARIÇ kökeni hakkında “Her şeyim doğal.  Saçlarım boya değil. Estetik yok. Gözlerim lens değil. Annem Gürcü ve babam Arnavut ve Selanik göçmeni. Ondan gerçek sarışınım. Kirpiklerim sarı olduğundan kahverengi rimel kullanıyorum.” demektedir.

Yazar Dilara Pınar ARIÇ, yaratıcı drama, piyano, bendir, zumba, resim, ahşap yakma, nezaket ve görgü kuralları, aşçılık, koro eğitimi almıştır.

İstanbul doğumlu olan Dilara Pınar ARIÇ, Kocamustafapaşa semtini hala özlemle gezmektedir.

Akademisyen olan Dilara Pınar ARIÇ komedi alanında da çalışmalar yapmıştır. Aykut Ertuğrul Öyküsünde mizah adlı çalışması vardır.

İki kitabı bulunan Dilara Pınar ARIÇ, kitaplarını yazarken ironi esasına dayanmış, komedi unsurları içeren ifadelerden yararlanmıştır. İnsomnia’nın Saati ve Gülümse Hayata adlı iki kitabı vardır.

Yazar, Yordam dergisi, Ay Vakti, Yedi İklim, Gece Dergi, Sanat Duvarı, Yenigün Gazetesinde yazarlık yapmıştır.

Yazarın hayatına baktığımızda yazılarını bilinç akışı tekniğiyle kaleme almaktadır.

Yazar, edebi hayatına 17 yaşındayken başlamıştır. Lise öğretmeni ve yazar Mehmet Sait Çakar ile edebi çalışmalarda bulunmuştur. İlk yazdığı yazı Boynuz ve Altın’dır.

Daha sonra Ay Vakti dergisinde 2013 ile 2016 yılları arasında editörlük ve yazarlık yapmıştır. Şeref Akbaba ile edebi çalışmalarda bulunmuştur.

Gece Dergi ve Sanat Duvarı’nda 4 yıl yazarlık yapmıştır.

Tefrika halinde Sanat Duvarı’nda yayınlanan Portre adlı romanı ile ironi ve postmodern yazılar kaleme almıştır.

Uzmanlık alanı Osmanlıca olan Dilara Pınar ARIÇ, Grek Alfabesiyle Türkçe adlı bir çalışmaya imza atmıştır.

 Gülümse Hayata adlı kitabının kapağında şöyle bir yazı yer almaktadır.

“Aradığı ne varsa silinmişti.
HİÇ’liğini YOK’ladı.

Bu iki cümle insan hayatında oldukça yer etmiştir. Ama umudu hep vardı. Onsuz yaşamanın mümkün olmadığı bir dünyada her şey anlamsız kılınır, umudun olmadığı bir varlıkta. Varlık demişken tüm varlık. Tüm varlık yeşerir hislerle ve duygulandırır seni. İşte elindeki bu öykü kitabı sana her şeye rağmen umudun olduğunu göstermek için yazıldı. Umutla yaşa, umutla gül, umutla çabala. Yani GÜLÜMSE HAYATA!”