Dijital hizmetlerin kullanımı, yayıncıların dünyanın dört bir yanındaki taraftarlar için istikrarlı, uygun maliyetli ve yüksek kaliteli bir deneyim oluşturmasına yardımcı oluyor.

Küresel spor etkinlikleri sırasında tüketilen içerik miktarı zaman içinde istikrarlı bir şekilde artış gösterdi. Sporseverler, artık günümüzde spor içeriklerini sırada beklerken telefonlarında, toplu taşıma araçlarındayken küçük televizyonlarda ve hatta iş yerlerindeyken tabletlerinde olmak üzere birçok farklı ortam ve cihazda izleyebiliyor. Geçmişte, büyük spor etkinliklerinin hak sahipleri, taraftarların içeriğe nerede ve nasıl erişeceğiyle ilgili daha fazla kontrole sahipti ancak artık taraftarlar her zamankinden daha güçlü ve bağımsız bir hale geldi. Bu sebeple yayıncıların da sporseverlerin isteklerini diledikleri zaman sunmak adına uyum sağlaması gerekiyor.

Bu yıl Katar’da düzenlenen 2022 Dünya Kupası'nın 5 milyar izleyici çekerek şu ana kadar en çok izlenen etkinlik olması bekleniyor. Dünya Kupası gibi küresel çaptaki spor etkinlikleri, yayıncıların son kullanıcılara sürekli bir şekilde ultra düşük gecikmeyle canlı içerik sunmasını gerektiriyor. Spor yayıncıları, saat dilimleri ve cihazlarda tutarlı bir kullanıcı deneyimi sağlama, değişen talebe ayak uydurmak için ağ ölçeklenebilirliğini sağlama ve geçici altyapıyı hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde kurma gibi zorluklarla karşılaşabiliyor.

Dünyanın en büyük altyapı sağlayıcılarından olan Equinix’in Türkiye Genel Müdürü Aslıhan Güreşcier konuya ilişkin görüşlerini şu şekilde dile getirdi: “Dünya Kupası gibi tüm dünyayı bir araya getiren küresel bir spor etkinliğini yayınlamak, dikkatli bir planlama ve doğru yerlerde doğru altyapıyı gerektiriyor. Altı kıtaya yayılmış 240'tan fazla IBX® veri merkezi sayesinde yayıncıların içeriklerini dünyanın her köşesindeki sporsevere ulaştırmasına yardımcı olmak için gereken küresel erişime sahip olan Equinix’in sunduğu dijital hizmetler, spor yayıncılarının ihtiyaç duydukları esnekliği elde etmelerine yardımcı oluyor. Küresel spor etkinliklerinin yayıncıları, dijital uçta son kullanıcılara hizmet sunumunu desteklemek için giderek daha fazla doğrudan, özel ara bağlantı kullanıyor. Ayrıca Küresel Bağlantı Endeksi (GXI) 2023 raporu da kuruluşların uç altyapıları kullanarak temel altyapı kullanımına kıyasla 20 daha hızlı ara bağlantı kurduğunu ortaya koydu.”

Uygulamaları ve bilgi işlem kabiliyetini, onlara ihtiyaç duyan kullanıcılara veya nesnelere mümkün olduğunca yaklaştırmak için tasarlanmış bir IT sistemi olan Edge (Uç) Bilişim, yayıncılar adına büyük önem taşıyor. İstikrarlı bir şekilde yayın yapabilmek için dijital uçta dağıtılmış altyapının devreye alınması gerekiyor. Bu durumda ise dijital uç, internet özellikli cihazlara sahip taraftarların dilediği yerde maç izleyebilmesine olanak sağlıyor.

Canlı yayınlanması gereken spor müsabakaları, yayıncıların gecikme problemleriyle karşılaşmasına yol açabiliyor. Binlerce kilometre uzaktaki evlerinde oturan taraftarların, maçları stadyumun içindeki seyircilerden yalnızca milisaniyeler sonrasında televizyondan takip edebilmesi için spor yayıncılarının içerik dağıtımını dünyanın farklı zaman dilimlerinde yer alan bölgelere senkronize bir şekilde gerçekleştirmesi gerekiyor. 

Dünya Kupası gibi art arda maçların oynandığı turnuvalarda bazı maçlara olan ilgi, takımlara veya maçların önemine göre değişkenlik gösterebiliyor. Ayrıca kazanan takımın erken belli olduğu düşünülen bir maç, bazı seyircileri uzaklaştırabilirken, kazananın son dakikaya kadar belirsiz kaldığı yakın geçen bir maç, anlık olarak daha fazla izleyici çekebiliyor. Yayıncıların bu değişen talebi önceden planlamalarının bir yolu olmadığından dolayı her şeyi hesaba katacak kadar esnek bir ağ altyapısı oluşturmaları gerekiyor. Bu da talep arttıkça kapasiteyi kolaylıkla artırabilmek ve ihtiyaç kalmadığında yeniden ölçeklendirebilmek anlamına geliyor. Sabit fiziksel bağlantılara sahip geleneksel ağ mimarileri ise bunu başarmak için gereken esnekliğe sahip olmayabiliyor.

Dünya Kupası gibi kısa süreli büyük spor etkinlikleri, yayıncılar için ciddi zorluklar yaratabiliyor. Altyapılarının son derece esnek ve güvenilir olmasına ihtiyaç duyan yayıncıların, yalnızca bir ay kullanacakları bir altyapıyı inşa etmek için önemli kaynaklar yatırmaları gerekiyor. Bu durum da maliyetler düşünüldüğünde mantıklı bir seçenek olmaktan uzaklaşıyor.

Bu noktada ise yayıncılar için kurulumu hızlı ve kolay olan ve hatta şu anda yaşanılan küresel donanım eksikliklerini hafifletmeye bile yardımcı olabilen sanal altyapıların önemi ortaya çıkıyor. Sanal altyapılar, spor yayıncılarının fiziksel yayın altyapılarına yüksek harcama yapmadan, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda geçici altyapıyı kurmalarına olanak tanıyor.