Tunç Soyer: Toplumdaki kadın izini büyütmek zorundayız

Soyer, “Daha adil bir yaşam sürmek için toplumdaki kadın izini büyütmek zorundayız. Kadınların iz bırakamadığı bir toplumda daima yarımız. Hayallerimiz yarım. Adaletimiz yarım. Üretimimiz ve geleceğimiz yarım. İşte bu yüzden kadınlara gölge etmekten vazgeçmek ve önlerine çıkardığımız tüm engelleri derhal kaldırmak zorundayız” dedi.



İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 88. yılında Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde kadın milletvekilleri, belediye başkanları, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi. Programın ardından Başkan Soyer, kadınlarla birlikte Lozan Meydanı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na üzerinde “88 yıldır Cumhuriyetimiz kadınlarla güçleniyor” yazan pankartla yürüdü. Kadınlar “Hak, hukuk, adalet” sloganları attı. Yürüyüşten sonra Atatürk Anıtı’na çelenk konuldu.


Etkinliklere İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in eşi ve İzmir Köy Koop Başkanı Neptün Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı ve İzmir Kent Konseyi Başkanı Nilay Kökkılınç, Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, önceki Konak Belediyesi Başkanı Sema Pekdaş, önceki Urla Belediyesi Başkanı Sibel Uyar, önceki Karşıyaka Belediyesi Başkanı Şebnem Tabak, önceki Seyrek Belediye Başkanı Nurgül Uçar da katıldı.



“Seslerini tüm dünyaya duyurdu”


Başkan Tunç Soyer, Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmesinin erkeklerin bir lütfu değil, çok uzun bir mücadelenin sonucu olduğunu söyledi. Osmanlı döneminde başlayan kadınların hak mücadelesinin Cumhuriyet’e kadar devam ettiğini ifade eden Başkan Soyer, “Kadınlar o dönemlerde haklarına kavuşabilmek için dergiler çıkardı, mitingler düzenledi ve seslerini tüm dünyaya duyurdu. Bu örgütlü mücadele sonucunda kadınlar seçme ve seçilme hakkını ilk olarak 3 Nisan 1930’da belediye seçimlerinde, ardından 1933’te muhtarlık seçimlerinde ve en son 5 Aralık 1934’teki milletvekili seçimlerinde kazandı” dedi.



Kadın temsiline dikkat çekti


O dönemin koşulları içerisinde Türkiye’deki kadınların siyasal haklarını kazanmasının çok büyük bir adım olduğunu vurgulayan Başkan Soyer, “Bu haklar Fransa, İtalya, Belçika gibi pek çok Avrupa ülkesinden daha erken elde edilmişti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınların bu mücadelesine verdiği destek ve Cumhuriyet devrimleri hiç şüphesiz bu sürece çok büyük ivme verdi. Bugün, aradan geçen 88 yıla rağmen Meclisimizdeki kadın temsili oranı yazık ki sadece 17.4. Bu oranla dünya ülkeleri arasında 130. sırada yer alıyoruz. Dahası ülkemizdeki 50 bin 285 muhtardan sadece 1120'si kadın. Yaşanan bu durum kadınların yönetim kadrolarındaki varlığının eril siyaset tarafından halen daha bir korku kaynağı olarak görüldüğünün açık kanıtı” ifadelerini kullandı.



“Kadınların mücadelesi sürüyor”


Kadın mücadelesinin sürdüğüne de değinen Başkan Soyer, şunları söyledi: “Nezihe Muhiddin, Halide Edip Adıvar ve burada adını anamadığımız pek çok kadının başlattığı mücadele bugün halen daha sürüyor ve biz tüm varlığımızla bu mücadelenin yanındayız. Çünkü kadınların yaşamı iyileştirme sanatı olarak tarif ettiğim siyasetteki varlığı, iyi bir gelecek inşa etmenin yegâne yolu. Bugün dünya iklim krizini yaşıyorsa bana göre bunun temel nedeni yönetici kademesindeki kadınların eksikliği. Türkiye’de ekonomik kriz varsa, beyin göçü varsa, adaletsizlik ve şiddet varsa… Bunun da temelinde neredeyse sadece erkeklerin yönettiği bir ülkede yaşamamız yatıyor. Daha adil bir yaşam sürmek için toplumdaki kadın izini büyütmek zorundayız. Yoksa yarım kalırız, zaten de yarımız. Kadınların iz bırakamadığı bir toplum da daima yarımız. Hayallerimiz yarım. Adaletimiz yarım. Üretimimiz ve geleceğimiz yarım. İşte bu yüzden kadınlara gölge etmekten vazgeçmek ve önlerine çıkardığımız tüm engelleri derhal kaldırmak zorundayız. Bu adımı sadece kadınların eşitlik hakkını korumak için değil, bu ülkede ve dünyadaki varlığımız için, hepimiz için atmak mecburiyetindeyiz. Umutlu, adil ve özgür bir dünya için kadınların bu onurlu mücadelesinin sonuna kadar yanındayız. Tıpkı burada, bu meydanda olduğu gibi.”



“Kadın-erkek birlikte mücadele etmek durumundayız”


İzmir Kent Konseyi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Nilay Kökkılınç da “1934 yılında parlamentoya 18 milletvekili girmişti. O tarihlerde eşit temsilde dünyada örnek gösterilen bir ülkeyken, bugün ne yazık ki çok gerilerdeyiz. Bu tablonun değişmesi gerekiyor. Bu yoldaki mücadele sadece kadınların mücadelesi değil, kadın-erkek birlikte elle ele mücadele etmek durumundayız” dedi. Parlamentodaki 600 milletvekilinden sadece 101’inin kadın olduğunu söyleyen Kökkılınç, şöyle söyledi: “Yerel meclislerimizde de maalesef bu konuda aydınlık bir tablo yok. Meslek odalarına bakıldığında durum değişmiyor. Yani karar organlarında kadınlar ne yazık ki olması gerektiği yerde değil.” 


Konak Altıntaş Mahalle Muhtarı Selda Arslan da seçilmiş bir kadın olarak alanda bulunduğunu ve bunun gururunu yaşadığını belirterek, “Bunu da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Kendisini saygı ve minnetle anıyorum” dedi.