TÜİK’in açıkladığı Haziran 2021 İşsizlik ve İstihdam verileri; ülke gerçekleriyle örtüşmüyor, bir ayda işsiz sayısındaki azalma ve yeni işe girenlerin sayısındaki olağanüstü artış COVID-19 salgını olmayan yılların da ötesinde bir pembe tablo içeriyor. Gerçekler ve Tüik.
TÜİK ile İŞKUR verileri arasındaki çelişkiler bariz şekilde görülürken, TÜİK bu gidişle, iktidar talimatıyla işsizliğin tek haneye indiğini, Türkiye’de işsiz kalmadığını açıklayacak!
TÜİK'in Haziran 2021 İstihdam ve İşgücü İstatistikleri’ne göre işsizlik oranı bir ayda 2,5 puanlık azalma ile yüzde 13,2’den 10,6’ya inerek son üç yılın en düşük seviyesine geriledi.
Haziran ayı verilerine göre, işsiz sayısı bir önceki aya göre 823 bin kişi azalarak 3 milyon 399 bin oldu. Aynı ay istihdam edilenlerin sayısı ise bir ayda 602 bin kişi artarak 28 milyon 586 bine çıktı. Geçtiğimiz yılın aynı ayına kıyasla bir yılda yeni istihdam edilenlerin
sayısı, 1,4 milyon kişi oldu.
Gerçekler ve Tüik
Bu çerçevede resmi işsizlik oranı 2,5 puanlık azalma ile yüzde 10,6, istihdam oranı ise 0,9 puanlık artış ile yüzde 44,9 olarak açıklandı. Tek haneli rakamlara yaklaşan işsizlik oranı son olarak 2018 Mayıs'ta yüzde 10,6 olmuştu.
Buna karşılık Haziran ayında istihdam edilebilecek toplam iş gücü 32 milyon 206 bin kişiden 31 milyon 984 bin kişiye geriledi. Herkesi şaşkına çeviren TÜİK verileri, neredeyse çalışmak isteyen herkesin iş bulduğu bir Türkiye tablosu çiziyor!
Buna karşılık, çalışma çağındaki nüfus artarken, işgücüne katılımın azaldığını, diğer deyişle yüzbinlerce kişinin işsiz olduğu halde ‘çalışmak, para kazanmak istemediğini’ gösteriyor!
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi, istihdam artışının gerçek sebebinin yeni istihdam yaratılmasından daha çok pandemi ödeneklerinden yararlananların bir bölümünün işlerine dönmeleri veya tam çalışmaya başlamalarından kaynaklanmış olabileceği görüşünde.
Diğer yandan TÜİK verilerinin ülke gerçekleri, ekonominin mevcut durumu ve çalışma hayatının olağan akışıyla bağdaştığını söylemek güç. En gelişmiş ekonomilerde bile ağır işsizlik sorunu ön planda iken Türkiye’de bir ay içerisinde işsiz sayısının 823 bin kişi birden azalması, 602 bin kişinin bir ayda yeni işe başlaması gerçeklikten uzak ve izaha muhtaç.
TÜİK, verilerinin ve hesaplama yöntemlerinin doğruluğunu, gerçekliğini ayrıntılı bir şekilde kamuoyuna açıklamak ve hepimizi ikna etmek zorunda. Normalleşmeye geçişle birlikte yeme-içme yerlerinin, kafe ve lokantaların açılmasının beraberinde işsizlikte nispi bir azalma getirmesi beklenen bir gelişme idi. Ancak yine de bir ayda 602 bin yeni iş olağanüstü bir durum.
TÜİK verileri, İŞKUR rakamlarıyla da çelişiyor.
Şöyle ki; Mayıs ayında İŞKUR'da kayıtlı işsiz sayısı 2 milyon 893 bin iken Haziran'da 2 milyon 950 bine yükselmiş. Yani İŞKUR’a göre işsiz olup, iş arayan kayıtlı işsizlerin sayısı mayıs ayından haziran ayına artış göstermiş. Buna karşılık TÜİK, işsiz sayısının Haziran ayında Mayıs ayına kıyasla 823 bin kişi azaldığını söylüyor.
- İktidara bağlı, devletin iki kurumunun rakamları arasında böylesine ağır ve derin bir çelişki olabilir mi?
Kaldı ki iktidarın kararı doğrultusunda 30 Haziran itibarıyla sonlandırılan Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) ve Nakdi Ödeme Desteği (NÖD) ödemelerinin kesilmesiyle, bu ödeneklerden yararlananların bir kısmının açılan işyerlerine dönmeleri, yeniden iş başı yapmaları beklenen bir durumdu. Buna rağmen 602 bin kişiyi yeni işe girmiş gibi açıklamak kamuoyunu aldatmaktan öte bir şey değildir.
TÜİK bu eleştiri ve tartışmalar üzerine yaptığı kısa açıklamada; “TÜİK tarafından üretilen istatistikler AB ve dünya genelinde geçerli olan, uluslararası kurumlar tarafından tavsiye edilen yöntem, tanım ve kavramlar kullanılarak hesaplanmaktadır” denildi. O zaman neden AB ülkelerinde açıklanan işsizlik, enflasyon, büyüme hızı vb. veriler tartışmalara yol açmıyor da her ay TÜİK’in verileri tartışılıyor?
TÜİK’in verileri yalnız yurtiçinde değil, yurt dışında da Eurostat ya da OECD gibi kuruluşlarca fazla güvenilir bulunmuyor. Bu kuruluşlar kendi imkânlarıyla Türkiye’de veri derlemeye çalışıyor.
Böyle bir durum TÜİK için incitici ve onur kırıcı değil mi?
TÜİK, yayın takviminde yer aldığı halde 2020 Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistikleri ile 2020 Göç İstatistikleri’ni son anda yayınlamaktan vazgeçti, süresiz olarak erteledi. Bu durum, TÜİK’in gerçek rakamları kamuoyuna açıklama konusundaki sıkıntılarını ve siyasi baskı altında olduğunu gösteriyor!
Kaynak: CHP HAFTALIK BİLGİLENDİRME RAPORU MEDYA VE KURUMSAL İLETİŞİMDEN SORUMLU GENEL BAŞKAN BAŞDANIŞMANLIĞI 10