Futbolumuz bitmez tükenmez bunalım dönemlerinden birini geçiriyor
MEHMET BAYER - HİBYA - 29.08.2021 - Spor yazarı Ahmet Çakır, Türkiye'nin ''3 büyükleri'' olarak anılan Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın Avrupa liglerindeki gruplarında yapacak mücadeleleri HİBYA'ya değerlendirdi.
Her yıl kura çekimleri sırasında televizyon seyretmediğini, gazete de okumadığını, bunun nedeninin de 'torba' sözcüğünden iğrenmesi olduğunu dile getiren Çakır, ''Gazete, televizyon, internet siteleri ve hatta sosyal medyada bu sözü inanılması güç bir rahatlıkla kullanan arkadaşlarımız, gerçekte ne yaptıklarının farkında bile değiller. 60 yıl önce kaldırılmış bir uygulamanın hala sürdüğünü sanıyorlar.'' dedi.
Çakır, başlangıçta Avrupa kupaları ve bazı uluslararası organizasyonlarda gerçekten 'torba' uygulamasının olduğunu, organizasyona katılan bütün takımların adlarının bir torbanın içine atıldığını, sonra da oradan peş peşe çekilen ekiplerin birbiriyle eşleştiğini bildirdi.
Ancak kısa bir süre sonra bu uygulamanın ''çok sakat'' olduğunun fark edildiğini aktaran Çakır, şunları söyledi:
''O nedenle bundan vazgeçildi. Çünkü torba usulünde daha ilk turda örneğin Real Madrid ile Milan eşleşebiliyordu ve haliyle bunlardan biri eleniyordu. Buna karşılık Lüksemburg temsilcisi ile Arnavutluk takımı eşleştiğinde onlardan biri ikinci tura çıkıyordu. Yani Milan ya da Real Madrid ilk turda elenirken, Arnavutluk ya da Lüksemburg temsilcisi ikinci tura geçebiliyordu. Böyle bir durumu önleyebilmek için yaklaşık 60 yıl önce 'torba' uygulaması kaldırıldı. Bunun yerine hemen her yıl biraz daha geliştirilen, o güne kadar elde edilen puanlara göre kategorik düzenleme getirildi. Yani kura çekimlerinde torba filan yok kategori var. Bizim takımlarımız düşük puanları nedeniyle çok ender yükselmeler dışında hep 4. kategoride olduğundan medya torba saçmalığında ısrar etti. Bugün yapılan sayısız kategorik düzenlemenin ardından kura çekimleri yapılırken hala torbadan söz etmek çok utandırıcı. Fakat bunu 20 yıldır arkadaşlarıma anlatamıyorum. Elbette ki anlayanlar var ama doğrusunu yazmak yerine alışılmışı sürdürüyorlar. Zaten vatandaşın da böyle şeylere kulak asmadığı bilindiğinden sorun olmuyor. Kura çekimlerinin 'pot' denilen cam kürelerden yapılması olayın ikinci boyutu. Yani hiçbir durumda ortada torba ya da çuval gibi birşey yok. Önce bunu iyi anlayalım.''
- Korkunç bir düşüş
Ahmet Çakır, bir dönemin ''Avrupa Fatihi'' Galatasaray'ın bu alanda tarihinin en perişan dönemini yaşadığını savundu.
2002'de 78 000 puanla 2. kategoriye kadar yükselmiş olan sarı-kırmızılı takımın şu anda 17 000 puanla Avrupa'da 96. sırada yer aldığına işaret eden Çakır, ''Dolayısıyla ister Şampiyonalar Ligi, ister UEFA Avrupa Ligi olsun cim bom en dipte, yani 4. kategoride. Bu nedenle de zaten iyi kura çekme şansı pek yok gibiydi. Ancak biliyorsunuz bu tür talihsizlikler tek başlarına gelmez. Başkaları da bunu izler. Daha uygun gruplar elbette ki vardı. Sarı-kırmızılı takım en zor iki gruptan birine düştü.'' dedi.
Çakır, bu noktada bir başka medya hastalığının karşılarına çıktığını, bugüne kadar ister kulüp takımları, isterse milli takım ''ne zaman, nerede ve kimlerle eşleşirse eşleşsin, medya tarafından mutlaka gruptan çıkarıldığını'' belirterek, ''Bunun nedeni açık, rakipler ne kadar güçlü olursa olsun, olaya gerçekçi yaklaşmak ve 'bu gruptan çıkamayız' demek, taraftar-okur-izleyiciden tepki görür. Her durumda umut olduğu yolunda yayın yapmak gerekir. Medya kuruluşları açısından durumu anlamak olanaklıdır, ama yorumcuların da bu koroya katılmaları komiktir. Çünkü onların görevi hayal satmak değil, gerçekleri söylemektir. Onlar hep bunun tersini yapar ve gülünç duruma düşerler. Bunu da hiç umursamaz, aynı masalları anlatmaktan kesinlikle vazgeçmezler.'' diye konuştu.
Sadece Galatasaray'ın değil bütün takımların Avrupa bilançoları incelediğinde hepsinin ekside olduklarının görüldüğünü anlatan Çakır, ''Yani bugüne kadar oynanmış maçlarda kazanma oranının yüzde 30'u bile bulmadığını kolaylıkla görebilirsiniz. Oysa yorumcular bu maçların hemen tümünü kazandırmışlardır takımlarımıza. Galatasaray için durum son yıllarda daha da dramatik bir hal aldı. Maç kazanma oranı yüzde 20’yi bile bulmazken, yorumcular her maçı cim boma kazandırmakla meşguldü.'' görüşünü dile getirdi.
Çakır, Galatasaray'ın grubunu şöyle değerlendirdi:
''Gruptaki rakipleri tek tek incelediğimizde Lazio karşısında hiçbir şansının olamayacağını, geçmişte daha güçlü olduğu dönemlerdeki maçlardan biliyoruz. Kaldı ki şu anda Lazio daha yukarda. Shakhtar Donetsk karşısında devler ligi şansını uzatmada yitiren Marsilya karşısında içerideki maçta beraberlikle 1 puandan fazlasını bulmak şans olur. Rus takımı Lokomotiv karşısında cim bom bugüne kadar dışarda kazanıp, içerde kaybetmek dahil olmak üzere bütün sonuçları aldı. Yine benzer bir durum olur ve sarı-kırmızılı takım bu grupta 4 ya da 5 puanla sonuncu olmamak için mücadele verir. Zaten tek takımın gruptan çıkacağı, ikincinin devler liginden gelecek rakiple eleme oynamak zorunda kalacağı ortamda Galatasaray'ın gruptan çıkacağını söylemek, anlamsız bir gevezelik olur ama bunu yapacak çok kişinin olduğunu göreceksiniz.''
- Fenerbahçe ve Beşiktaş biraz daha şanslı
Ahmet Çakır, Fenerbahçe'nin daha iyi bir kura çektiğini, Yunanistan'ın Olympiakos ve Belçika'nın Antwerp takımlarını geride bırakarak grup ikincisi olabileceğini vurguladı.
Son yıllarda hem içeride hem dışarıda pek parlak bir görünümü olmayan Fenerbahçe'nin bu grupta sonuncu olmasının da kimseyi şaşırtmayacağını dile getiren Çakır, ''Ne yazık ki takımlarımızın her durumda ortaya koyabilecekleri mutlak bir oyun kalitesi ve kazanma becerisi yok. Şöyle olursa böyle olursa gibisinden inşallah, maşallah düzeniyle de bir yere varabilmek pek kolay olmuyor.'' dedi.
Çakır, Beşiktaş'ın da ''Devler Ligi''nde iyi kura çekmiş gibi göründüğünü belirterek, şöyle devam etti:
''Ancak siyah-beyazlıların Dortmund ve Ajax'ı geçebileceğini söylemek için fazlaca iyimser olmak gerek. Hatta Sporting Lizbon'u geride bırakıp, grup üçüncüsü olabileceğini söylemek bile pek gerçekçi yaklaşım olmaz. Yani ötekilere oranla daha uygun görünen grupta Beşiktaş'ın bir şeyler yapabilmesi için bugünkünden çok daha yukarılara çıkması gerekiyor. Birkaç ay içinde bunun mümkün olabileceğini düşünüyorsanız, siz bilirsiniz. Kısacası yıllardır ilk kez 3 büyüklerin ülkemizi Avrupa’da temsili gibi bir durumun ortaya çıktığı ortamda bile umutlu olabilmek pek kolay değil. Çünkü futbolumuz, bitmez-tükenmez bunalım dönemlerinden birini geçiriyor. Avrupa puanı açısından paraşütsüz iniş durumunda olduğumuz dönemde, kuraların evimizde çekilmiş olması gibisinden hoşluklar bile bize pek fazla bir mutluluk getirmiyor. Fakat, merak etmeyin, yorumcu arkadaşlarım size bu konuda birkaç ay boyunca bir yığın masal anlatacak. Siz de tuttuğunuz takımların aldığı sonuçlarla üzülseniz de o masallarla avunabilirsiniz. Nasıl olsa yıllardır bunu yapıyoruz. Tek kötülük, o masallarla bir yere varmanın olanaksızlığı.''
Hibya Haber Ajansı