Bu Bayramlar ve Yarınlar Sizindir Güle Güle Çocuklar
Bu Bayramlar ve Yarınlar Sizindir Güle Güle Çocuklar
‘’Sağlığında gördüğü son Cumhuriyet bayramı kutlanırken, Dolmabahçe Sarayı’ndaki hasta yatağında yatıyordu.
Cumhuriyetimizin, onbeşinci yılı kutlanmaktadır. Sarayın deniz tarafından, İstiklal Marşı’nı okuyan gençlerin güçlü sesleri duyulur.
Neler olduğunu sorar. Harbiye talebeleri, Kuleli askeri lise öğrencileri bindikleri vapurla sarayın önünde Atatürk’ü görmek istemektedirler.
Doktorları engel olmak istese de, ısrar eder ve camın önüne kadar getirilir.
Camı açarlar ve gençler onu görünce, büyük bir coşkuyla istiklal marşımızı yeniden okurlar.
Gençler bu kez ‘’dağ başını duman almış’’ marşını daha gür bir şekilde söylemeye başlarlar.
Atamızın gözleri dolar, onları eliyle selamlar ve yatağına götürülür..
‘Bu Bayramlar ve Yarınlar Sizindir Güle Güle Çocuklar !!
Diyerek, adeta Türk gençliği ile vedalaşır...’’
Bugün 10 Kasım 2018, 80 yıl olmuş aramızdan ayrılalı, ancak hala yüreğimizde, ülkemizde ve dünya üzerinde adıyla, devrimleriyle, ilkeleriyle yaşayan en büyük Türk, ATATÜRK.
80 yılda, 10 Kasım’lar da hep hüzünlendik, ağladık, ona olan özlemimizden.
Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatacağımıza olan inancımızı hiç yitirmedik.
Umudumuzu hiç kaybetmeden açtığı yolda, gösterdiği hedefe yürüdük.
Cumhuriyet öğretmenlerinin çabalarının, boşa çıkmayacağına olan güvenimiz bize, çaresiz olmayı değil, çare olmayı öğretti.
Bir kez daha anladık ki; Çare ''Atatürk İlke ve Devrimleri'' dir.
Bu 10 Kasım’da, yine öğretmenlerimizle, onun çok güvendiği gençlerimizle, milletçe hüzünlü ama gururlu, inançlı ve kararlı bir şekilde yediden, yetmişe bir arada olacağız.
Atatürk’ü ve Kemalist düşünceyi doğru anlatan vatansever aydınlarımız var oldukça, onun öngörüsü, askeri dehası, zekası, devlet adamlığı en çok da cesareti, her Türk’ün örnek alması gereken olağanüstü değerler nesilden nesile aktarılacak.
Bugün yaşadığımız zorlu süreci, Nutuk’ta, her sözünde, her söyleminde dile getirmiş olması, onun geçmişi aydınlatırken, yarınlara da nasıl ışık tuttuğunun en önemli belgeleridir.
Türk Devrimlerinin mimarı olarak, sadece ülkemizin değil, mazlum devletlerin de kaderini değiştirmiştir.
Girdiğimiz her karanlık yolun sonunda onun ışığında yürüyoruz.
‘‘Benim Naçiz Vücudum bir gün elbet toprak olacaktır ! Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’’ diyen ve sadece düşmanla değil, mücadele arkadaşlarıyla da, mücadele etmek zorunda kalan bir devrimcinin aydınlattığı yolda korkmadan yürüyoruz.
‘’Tam Bağımsız ve Laik Türkiye Cumhuriyeti’i hepimize emanettir. Onun ilke ve devrimleri ışığında, ona duyulan saygıyı ve emanetlerini yaşatmak her Türk gencinin görevidir.
Bizleri ümmet olmaktan çıkarıp, Millet olmanın onuruna kavuşturan, Büyük önderimiz, Baş öğretmen, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü saygıyla, rahmetle ve özlemle anıyoruz.
Ebru Oğuzhan Yeter