8 Mart
Önce dünyadaki önemine değinelim… 8 Mart Dünya Kadınlar Günü… Doğrusu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü… Neden mi? Yıl 1857… ABD’nin New York kentinde bir dokuma fabrikası… Kadın işçilerin çalışma koşulları çok ağır… Aynı işleri yaptıkları halde erkeklerle aynı ücreti alamıyorlar… Bıçak kemiğe dayanınca 8 Mart 1857’de greve gidiyorlar… Grevi sonlandırmak isteyen polisler acımasızca kadınlara saldırıyor… Binlerce işçiyi fabrikaya kilitliyor… Ve işçiler fabrikada kilitliyken kimin çıkardığı belli olmayan bir yangın tüm fabrikayı sarıyor… Yangın sonrası tablo çok acı… 146 işçi yanarak hayatını kaybediyor… Bunların 129’u kadın işçi… 1910 yılında II. Enternasyonal, Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplandı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart'ın International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisi oy birliğiyle kabul edildi… Ve ilk kez 1911 yılında Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de anılır… Türkiye’de ise ilk Kadınlar Günü 1921 yılına anılmıştır… ***
8 Mart’ın ülkemiz için önemi ise, bu tarihte şeriat mahkemelerinin kaldırılmasıdır…Osmanlı’lar da hukuk sisteminin iki ayağı vardı: Şeriat Kanunları ve Örf Kanunları… Elbette Örf Kanunlarının Şeriat Kanunları ile ters düşmesi mümkün değildi… Şeriat Mahkemeleri bir nevi engizisyon mahkemeleriydi. Yüzyıllarca karanlık ortaçağ zihniyetinin hâkim olduğu bir hukuk sisteminin ürünüydü… Dini kuralları esas alarak insanları vahşice katleden, sokak ortasında kırbaçlayan, kadınları kafalarını taşlayarak öldüren bir hukuk sistemi… Öyle bir hukuk sistemiydi ki, sokakta yalnız gezen bir kadını, zina iftirasıyla recm cezasına çarptırırken; geneleve giden erkeklerin girişte imam nikâhı yaptırıp çıkarken "boş ol!" diyerek hile-i şer'iye yapmalarına ses çıkarılmazdı… *** Osmanlı hukuk sistemi İslam’a dayandığından, kurulan laik cumhuriyetin bu hukuk sistemi ile birlikte yaşaması söz konusu olamazdı… Atatürk’ün, 5 Kasım 1925’te Ankara Hukuk Mektebi’nin açılışında “Büsbütün yeni kanunlar getirerek eski hukuki esasları temelinden sökmek teşebbüsündeyiz ve yeni hukuki esasları elifbasından tahsile başlayarak yeni bir hukuk neslini yetiştirmek için bu müesseseleri açıyoruz” sözleri hukuk alanında yapılacak olan devrimi müjdeliyordu…
Genç cumhuriyet artık, şeyhler, dervişler ve müritler memleketi olamazdı.30 Kasım 1925'te kabul edilen bir yasayla tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı; türbedarlıklar ile şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik vb. birtakım unvanlar kaldırıldı… Ve 8 Mart 1926’da kaldırılan Şeriat Mahkemeleri ile birlikte Şeriat Hukuku da uygulamadan kaldırıldı, tarihin çöplüğündeki yerini aldı… *** Ne yazık ki 1980 faşist darbesinden başlayarak günümüze kadar gelen ve halen sürmekte olan bir şeriat özlemi topluma dayatılmak, devletin DNA’sına şeriat kromozomları yerleştirilmek istenmektedir… Atatürk’ün kurduğu ve uygulamaya koyduğu berrak su kıvamındaki hukuk sistemi, artık bulanık akmaktadır… Ancak, inancımız tamdır ki, ırmaklar zaman zaman bulanık aksa da hiçbir zaman tersine akmayacaktır… Türkiye Cumhuriyeti laiktir ve laik kalacaktır…
*** Son söz olarak vurgulanması gereken şudur: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 1857 yılında yanarak yaşamını yitiren emekçi kadınları “Anma Günü” dür… 8 Mart 1926 ise gerçek bir dünya lideri olan Mustafa Kemal Atatürk’ün Şeriat mahkemelerini kaldırarak yaptığı onca devrimlerden belki de en önemlisidir ve tam anlamıyla bir “Kutlama Günü” dür…
Ertuğrul Filizay Twitter @ErtugrulFilizay Körleşme isimli yazım için TIKLAYIN